Sultanlar Ligi’nin play-off yarı final etabında Fenerbahçe Medicana ile Galatasaray Daikin karşı karşıya gelmişti. Sarı-lacivertliler, eşleşmenin ikinci maçından 3-1’lik skorla galip ayrılarak seride durumu 1-1’e getirmişti. TRT ekranlarında yayınlanan müsabakanın spikeri Nihan Cabbaroğlu, maçın akabinde toplumsal medyada reaksiyon toplamıştı. Galatasaraylı taraftarlar, Cabbaroğlu’nun taraflı anlatım yaptığını sav eden sert paylaşımlarda bulunmuştu. Yansıların artması sonucunda Cabbaroğlu, X hesabını kapatmak zorunda kalmıştı.

Kurşun Pas programında hususa değinen Cabbaroğlu, şunları söyledi:

Artık maç anlatan her spikere çok önemli bir formda toplumsal medyadan reaksiyon geliyor. Bunlar küfürlere, hakaretlere varabiliyor maalesef ve neredeyse bütün meslektaşlarım bunu yaşıyor. Bugün ben yaşıyorum, yarın öteki bir meslektaşım yaşayacak, dün yeniden diğeri yaşadı. Bu artık ferdî bir sorundan çıkıp genel bir problem haline geldi. Yayınlanan görüntülerimizin altındaki yorumlara baktığımızda da artık her hafta diğer bir küme, diğer bir kümesi suçlayarak ya da bizi farklı bir biçimde suçlayarak konuşmaya başladı. Tenkit olağan ki olabilir lakin bu artık hakaret ve ferdî taarruz boyutuna geçtiğinde çok tehlikeli bir hal alıyor ve bununla baş etmek nitekim çok sıkıntı. Bu her meslektaşımın başına geliyor, maalesef bunu söylemek istiyorum.

Ben bu mesleğe TRT Spor’da Ankara’da başladım. Orada meslek büyüklerimizden muhakkak eğitimler aldık ve şunu söylüyorlardı: Biz bu işi sevgiyle yapacağız, kapsayıcı bir formda yapacağız. Zira bizi herkes izliyor, yüz binlerce bireye ulaşıyor yayınlar. Bizim görüntülerimiz da tıpkı biçimde farklı kentlerde, farklı yaş kümelerindeki insanlara ulaşıyor. Maçları ablalarını örnek alan çocuklar izliyor, küçük ablaları üzere olmak isteyenler izliyor, evlatlarıyla gurur duyan yaşlılar izliyor. Bunları düşündüğümde, bu işi vicdanımızla ve sevgiyle yapmamız gerektiğine inanıyorum. Ben de daima bu bedelleri gözeterek yapıyorum. Alanda olumsuz şeyleri değil, olumlu olanı, iyiyi ve doğruyu görerek anlatmaya çalışıyorum. Uğraşın, rekabetin hoşluğunu aktarmaya çalışıyorum her seferinde. Bu işi yaptığım sürece de dürüst ve adil bir halde, vicdanımla ve sevgiyle yapmaya devam edeceğim. Bu sporu eğlenmek, sevmek ve memnun olmak için izleyen yüz binlerce insan var ve onların varlığını bilmek bana güç veriyor. Bu süreçte de bana dayanak olan herkese çok teşekkür ediyorum.”

“Ben çocukken yaz tatillerinde olimpiyat oyunlarını izlerdim, hafta sonları yeri gelirdi radyodan futbol maçlarını dinlerdim. Sporu çok severek duydum, spor yaparak büyüdüm. Hâlâ da spor hayatımın çok büyük bir modülü. Lakin ben büyürken, spor izlerken hiçbir bayan sesi duymadım. Ne radyoda ne televizyonda, bu spora ve bu hoşluğa eşlik eden bir bayan sesi yoktu. 2015’te, televizyonda Dünya Atletizm Şampiyonası ile başladım anlatmaya. O periyotta hiçbir spor kanalında yayın yapan bayan spiker yoktu. Bu yıl nitekim çok güç. Şu anda muhakkak şeyleri artık olağan kabul ediyoruz ancak ben 13 yıllık mesleğimde hiç iki bayan yorumcuyla tıpkı yayında yer almadım.

“Voleybol, bu manada çok büyük bir alan oldu. Hem bayan sportmenlerin kahraman olabilmesi için, hem bayan spikerlerin vazife alabilmesi, hem de bayan yöneticilerin gruplarda yer alabilmesi açısından çok bedelli bir alan. Burada bu kadar bayanın olması çok hoş. Bu alana sahip çıkmamız gerekiyor. Bayanlar olarak birbirimize dayanak olmamız gerekiyor. Bu spor alanında çalışan hiçbir bayanın bulunduğu yere kolay geldiğini düşünmüyorum. Tahminen gelmekten çok orada kalmak daha güç. Bu yüzden birbirimize takviye olmamız gerektiğine inanıyorum. Sporda yer almak isteyen kız çocukları, genç bayanlar için yol açmamız, yol göstermemiz ve onların da bu alanda varlık gösterebilmesi için çabalamamız gerekiyor.”